The Photographer Of Mauhthausen Filmi Yorum

The Photographer Of Mauhthausen Netflix yılın en iyi filmlerinden biri olarak göze çarpıyor. Film, gerçeklerden esinlendiği için, izlerken psikolojik olarak biraz geriyor ama bir solukta bitiyor. Öyle bir son yapıyor ki, filmi iyi ki izlemişim dedirten cinsten. Film Avrupa’da aylar önce vizyona girse de ülkemizde vizyona girmedi. Netflix bu filmi alarak, geç de olsa 22 Şubat’ta izleyicilerle buluşturdu.

Film İspanya yapımı olduğundan orijinal ismi “El Fotografo de Mauthausen”. Türkçeye çevirecek olursak Mauhthausen Fotoğrafçısı diyebiliriz. Gerçi bizde de sinemalara gelseydi adı daha çarpıcı olması için “Nazi Kampı Fotoğrafçısı” olabilirdi belki.

Mauhthausen, Avusturya’da Viyana’ya yakın bir bölgenin adı ve ayrıca onunla beraber yakınındaki Gusen bölgesi 2. Dünya savaşında Nazi toplama kampı olarak kullanılmış.

Savaş bitip Almanlar geri çekilince kamp da dağılmış. Bu kampta 200 bin insan olmasına rağmen, film özel bir konuya eğilmiş. Haliyle belli kişilerle ve belli bir alanla sınırlı.

El Fotografo de Mauthausen Konusu

Alman Nazi toplama kamplarından biri olan Mauhthausen’de esir tutulan İspanyol fotoğrafçı Francisco Boix’in gerçek hikayesi beyaz perdeye aktarılmış. The Photographer Of Mauhthausen konusu 2. Dünya savaşında toplama kamplarında yaşanan insanlık dışı muameleleri anlatıyor. Burada bir fotoğrafçının çektiği fotoğraflarla belgeleyen ve bu fotoğrafların negatiflerini her şeye rağmen saklamayı başarmış ve kampta yaşanan olayları gün yüzüne çıkarmıştır.

Mauhthausen kampında İspanyol Katalan esirlerden oluşan bir grubun her türlü baskıya rağmen sadece hayatta kalma mücadelesi değil, birlik olarak fotoğraf negatiflerini saklama ve kamp dışına taşıma gayretleri de takdire şayan. En zor şartlarda bile bir şeyler yapabilme ve kurtulmayı ümit etmeleri görülmeye değer.

The Photographer Of Mauhthausen filmini kısaca anlatırsak, 1943 yılında 2. Dünya savaşı sırasında, kamptaki esirlerden yetenekli olanlara görev verilirken bir fotoğrafçı olan Francisco da kamptaki komutanların emriyle mahkumların ve kampın görüntülerini çeker. Ama bunu yaparken Almanlar esirlere, kendi istediği pozu verdirtir ve zevk için çeşitli kareler alırlardı. Almanlar bu fotoğrafların ve bazı belgelerin dışarı çıkmasını istemiyordu ama Mauhthausen fotoğrafçısı bir şekilde tüm arkadaşlarını da işin içine katarak negatifleri saklamayı başararak, tüm dünyayı bu fotoğraflarla buluşturmuş ve gerçekleri ortaya çıkarmış oldu.

The Photographer Of Mauhthausen Hakkında

The Photographer Of Mauhthausen, İspanya yapımı bir film ve Avrupa’da 26 Ekim 2018 tarihinde sinemalarda vizyona girdi. Türkiye’ye gelmeyen filmi Netflix alarak 22 Şubat 2019’da yayınladı. Tarih-biyografi-dram öğelerini içinde barındıran ve 110 dakika süren film +16 uyarısıyla izleyiciyle buluştu. Gerçek hayatta yaşamış Mauhthausen fotoğrafçısı Francisco Boix ‘i filmde “Mario Casas” canlandırıyor. Hem kendisi hem de yanındaki arkadaşları çok iyi performans çıkarıyor. Şu bilgiyi de verelim; Francisco Boix kamptan kurtuldu fakat 8 yıl sonra 30 yaşına girdiğinde böbreklerindeki rahatsızlık yüzünden ölmüştür.

Film 9 dalda aday gösterildi, en iyi sanat, kostüm tasarımı, makyaj ve saç modelleri ödülü aldı. Başroldeki Mario Casas ise en iyi aktör dalında aday gösterildi ama daha sonuçlanmadı. Filmin sahneleri Macaristan Budapeşte’de çekildi.

Şu anda Avusturya’daki Mauhthausen köyündeki bu kamp ziyaretçiler açık, gezilebiliyor. Etrafı gezince bu kadar güzel bir yer niye seçilmiş dersiniz ama olay bu bölgede granit madenlerinin olması ve esirlerin buralarda çalıştırılmak istenmesinden kaynaklanıyor.

Bu toplama kampıyla ilgili bilgi, 200 bin civarı esirin kaldığı ve 100 bininin ise öldüğü şeklinde. Diğer kamplarda da olan ve başka filmlere de konu olan gaz odaları, fırınlarda yakmalar, insanlar üzerinde deneyler yapmalar bu filmde de kısa kısa veriliyor. Komutanın küçük oğlunun rastgele ateş ederek mahkumları vurduğu gerçeği, filmin karelerinde de var.

The Photographer Of Mauhthausen Yorum

• Filmin başlangıç sahnesinde, olayı anlatan kişinin kim olduğu ile ilgili şaşırtmaca çok inceydi.
• Filmin başrol oyuncuyla bütünleşiyorsun, çok iyi oynamış gerçekten.
• Film için artı 16 denmiş ama Nazi ve 2. Dünya savaşına dair az çok bilgisi olanların izlemesi ve de psikolojik yoğunluk için film bence artı 18 olmalıydı.
• Zor şartlarda dahi umudun hiç bitmeyeceği ve yapılacak bir şeyler olduğu çok iyi işlenmiş.
• Kampta iletişim yasak normalde ama saklanan bir radyodan savaşın gidişatını dinliyorlardı. “Stalingrad kaybedildi, Almanlar geri çekiliyor.” haberiyle yaşanan sevinç görülmeye değer.
• Gerçek hikayelerin anlatıldığı filmleri seviyorsanız bu film tam da size göre. Senaryonun gerçeklere dayanan orijinalliği, filmdeki giyim-kuşam, hal ve hareketler çok iyi kurgulanmış.
• Filmin bir yerinde sıkıldım ama orası da en gerilimli ve psikolojik etkisi yüksek olan yeriydi. Kaçarken yakalan mahkum idam edilince, her esirin tek tek sırayla, ölmüş esirin yüzüne bakması emrediliyor.
• Filmin sonunda yazılar geçerken film bitti sanıp kapatmayın. Filmin en can alıcı yeri sonu, bir puzzle karesinin son taşı gibi düşünün.
• Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

Son olarak, filmin özelinde şunu söyleyerek bitirmek istiyorum. “Herkesin bir inancı, ideolojisi vardır ama fikirlere saygı duyma, en önemlisi de insan sevgisiyle dopdolu olma insanlığın gereği ve önceliğidir.”

Yine gerçek bir kaçış hikayesinin işlendiği harika bir gerilim filmi olan Escape from Pretoria-2020 film yorumuma da bir göz atabilirsiniz.

Keyifli seyirler.

Written by Duo