Marsilya Nice Cannes ve Monaco, Güney Fransa bölgesinin en gözde yerleri ve hepsi de birbirine bir geziden beklenen en ideal yakınlıkta. Monako Prensliği ayrı bir ülke statüsünde ama görselde de gördüğünüz gibi Marsilya Nice Cannes şehirlerine çok yakın. Marsilya Cannes arası 2 saat, Cannes Nice arası 24 dakika, Nice Monaco arası da sadece 15 dakika. Sanki Küçükkuyu-Altınoluk-Akçay sahil şeridi gibi…
Bundan önceki yazımda ben bu gezinin Barselona merkezli başladığını söylemiştim. 5 gün süren gezime Barselona ile başlayıp, Andorra, Marsilya Cannes Nice ve son olarak da Monako ile son bulduğunu söylemiştim. Bu sayede 4 ülke görmüş olduk, İspanya, Andorra, Fransa, Monako Prensliği.
Barselona’da gezilecek yerler çok fazla olduğundan, ilk yazımı ona ayırmıştım. Ayrıca Barselona’ya çok yakın minik bir ülke olan Andorra’yı da ekleyerek anlattığım “Barselona Gezilecek yerler ve Andorada Alışveriş” yazıma da mutlaka bakın bu yazıyı okuduktan sonra.
Güney Fransa’daki Marsilya Nice Cannes Monaco hattına “Fransız Rivierası” deniyor. Orijinal adıyla Côte d’Azur bölgesi, batıda Fransa’nın İspanya’ya dayanan sınırından başlıyor, doğuda ise İtalya sınırına kadar devam ediyor. Marsilya Monaco arasındaki sahil şeridi diyebiliriz. Denizinin mavisine orijinal adındaki dazur yani azur mavisi deniyor. Görsel şölen sunan sahilleri ve ortaçağa ait otantik köyleri ile ünlülerin cazibe merkezi olmuşlar.
Yazın iğne atsan yere düşmez kalabalığı istemiyorsanız, ya bizim gibi mayısta yada eylülde gitmelisiniz. Ayrıca otel fiyatları da çok pahalı olur. Özellikle şu etkinliklerin olduğu tarihlere bilet almayın. Nice Karnavalı, Cannes Film Festivali, Monaco Grand Prix (Biz bir günle kurtardık, bir gün önce gitseydik Monaca’ya giriş için 350 euro ödeyecektik:) ve Monte Carlo Açık Tenis Turnuvası.
Marsilya Nice arası gezilecek yerler çok fazla e gezdiğinize değecek. Biz önce Marsilya ile turumuza başlayalım.
MARSİLYA
Marsilya, Fransa’nın en eski ve Paris’ten sonraki en büyük şehri. Tipik bir liman şehir olan Marsilya’nın, denizin etkisiyle mi olacak tam bilemiyorum ama diğer Fransa şehirlerin çok farklı bir havası var. Paris gibi yağışlı değil, güneşli günlerin hakim olduğu bir şehir. Fransızlar yazın bu şehre geliyor ve bohem hayatın akışına salıyorlar kendini. Aslında Cannes ve Nice kadar lüks bir hayat yok burada ama sıra dışı bir mimari ve tarihi dokunun ayrı bir çekiciliği var.
Le Vieux Port denilen eski liman boyunca hiç sıkılmadan gezebilir, tarih ve kültür kokan Le Panier denilen eski şehir bölgesinin dar sokaklarında dolaşarak doyasıya alışveriş yapabilirsiniz. Sabunuyla ünlü bu şehirden, mutlaka sevdiklerinize hediye olarak rengarenk ve hoş kokulu Marsilya sabunu alın. Marsilya, lavanta şehri diye bilindiğinden lavanta kokulu olanlar özeldir. Ben hediyelik dışında eve 5 çeşit almıştım, dayanamayıp evde hepsini kullandık, keşke daha fazla alsaydım da birkaç tanesini süs olarak saklasaydım. Amaaan neyse, yine gideriz bir gün nasılsa:)
Denize sıfır kafelerde oturup limana yanaşan ve hareket eden gemileri izlemek çok büyük keyif. Limandaki kafe veya restoranlarda çok güzel balık güveci yapıyorlar, deneyebilirsiniz. Zamanınız varsa güzel plajları da var ama bence plaj işini gezi güzergahındaki Nice sahillerine saklayın.
Marsilya Gezilecek Yerler
Notre Dame de la Garde Katedrali
1864 yılında yapımı tamamlanan katedral, şehre hakim yüksek bir noktada adeta şehrin koruyucu durumunda. Zaten “Şehrin koruyucusu” ünvanı verilmiş katedrale. Eski limanın üstündeki 162 metredeki bir tepede olduğundan çok güzel manzarası var. Ayrıca içi de çok güzel, renkli mermer ve mozaikler, duvar resimleri dikkatinizi çekecektir. Kilisenin içinde birçok yelkenli maketi var, bunun sebebi deniz yolculuğuna uğurlanan sevdiklerinin sağ salim geri dönmeleri için dilekte bulunmalarıyla ilgili.
Chateau d’If Şatosu
Eski limana çok yakın ve hemen küçük vapurlarla geçilebilen İf Adası’daki bu şato, 1524 yılında şehri denizden gelebilecek saldırılardan korumak için yapılmış bir kale aslında. Sonraki yüzyıllarda hapishane olarak kullanılmış bu kale, Alexander Dumas’ın Monte Kristo Kontu romanıyla özdeşleşmiş durumda. Fantastik görünümü sebebiyle de ziyaretçilerin çok dikkatini çekiyor.
Miroir Ombrière
Liman gezi yolundaki bu aynalı alan biz çok eğlendirdi. Üstte dev aynalar var ve tersten kendini görüyorsun. Fotoğraf ve video çekimleri de çok ilginç oluyor. Zaten herkes değişik kareler yakalama peşindeydi. Bu yapının yapılış tarihi daha çok yeni, 2013 yılında yapılmış.
MuCEM Müzesi
Gösterişli camları ve muhteşem mimarisiyle dikkati çeken Avrupa ve Akdeniz Medeniyetleri Müzesi (MuCEM), dünyada Akdeniz kültürünü tanıtan ilk müze olarak geçiyor. 2013 yılında açılışı yapılan müzenin mimarı, limanda denizin dalgalarıyla uyum olsun diye bu görünümde olduğunu söylüyor.
Marsilya Katedrali
La Major Katedrali de denen bu katedrali, şehrin tepesindeki Notre Dame Katedraliyle karıştırmayın. Yeşil-kırmızı ağırlıklı taşlar ve bembeyaz mermerle yapılan kilisenin mozaik süslemeleri ve kubbeli yapısı çok ilgi çekiyor. Dünyanın en büyük 6. Kilisesi olarak kabul edilen La Major Katedrali 1893 yılında yapılmış.
CANNES
Cannes Film Festivali sayesinde adı duyulan ama gezi noktasında pek bir şey vadetmeyen bir yer. Mayıs ayında kırmızı halılı Festival Sarayı’nda gerçekleşen bu organizasyona birçok ünlü akın ediyor, dünyanın gözü burada oluyor. Biz de festivalden birkaç hafta sonra gitmiştik ve hala sokaklarında çok lüks arabalar görebiliyorduk. Festivalin düzenlendiği kırmızı halılı saraydan birkaç fotoğraf aldıktan sonra şehri yürüyerek gezmeye koyulduk.
Festival binasından yürüyerek devam edince yerde ünlülerin el izleri var, bu da çok ilgi görüyor. Değişik selfi pozları denenebiliyor:) Cannes’da da gezilecek hem eski şehir var, hem de palmiyelerin olduğu yen nesil caddeler var. Alışveriş pahalı ama alacaksanız da eski şehirden almak gerek.
Görülecek yer olarak, 16. yüzyıldan kalma kaleye benzeyen eski bir kilisesi var. Ayrıca şehrin dış kısmında kalan dünyanın en pahalı evi kabul edilen, ilginç tasarımlı Pierre Cardin’in evi gezilip görülebilir.
NİCE
Marsilya Nice arası kaç km yukarıdaki haritaya bakarak çok uzak olmadığını görebilirsiniz. Marsilya Nice arası 200 km’dir ama geze geze gidildiği için bunu hiç farketmeyeceksiniz. Fransa Nice turu yapıldığında kısa mesafede o kadar çok yer geziliyor ki… Biz şimdi kısaca Nice’tan bahsedelim.
Türkiye Akdeniz bölgesindeki Antalya ne ise Fransa’nın güneyindeki Nice de o desem çok net anlaşılır sanırım. Nice, Fransa şehri olsa da, aslında şehir İtalya sınırlarına da yakın olduğundan İtalyan mimarisi var şehirde.
Tarihi doku İtalyan olabilir insanların tipi, dili, yemek kültürü Fransız. Özellikle de en güzel yeri diyebileceğimiz Vieux Nice denilen eski şehirde bu çok belirgin hissediliyor. Burada gezmek çok keyifli, hala burada pazarlar kurulup deli gibi alışveriş yapıyorlar. Güzel hediyelikler alabilir, meşhur Nice krepi Socca’nın tadına bakabilirsiniz.
Eski şehri gezdikten sonra kalesine çıkıp o muhteşem sahil manzaralarına bakabilirsiniz. Nice’de 2 tane gezi ve yürüme yolu var, biri Massena Meydanı diğeri de Promanade des Anglais denen palmiyelerle kaplı yol.
Saint Paul De Vence kasabası da ünlülerin en iyi yaşam alanı olarak seçerek gelip yerleştikleri bir yer. Yazarlar, ressamlar, şarkıcılar buraya, kasabanın kendilerine ilham verdiğini düşünerek yerleşmişler. Işık o kadar tatlı ve yumuşak vuruyor ki, burada resim çizmek bir ayrıcalık demiş ressamlar. Kasabada birçok sanat galerileri bulunuyor.
İLGİLİ YAZI: Dominik Cumhuriyeti Hakkında Tüm Merak Edilenler
Nice’den Monaca’ya giderken Ortaçağ’dan kalma Eze Kasabası’na da uğramak gerek. Hakim bir tepeye kurulmuş bir köy olan Eze, size inanılmaz manzaralar vadediyor. Kasabadaki botanik bahçesi görülmeye değer, burada dünyanın her yerinden getirilmiş çok çeşitli kaktüsler oldukça şaşırtıcı. Parfüm müzesi de var köyde, tesislerde parfümün nasıl yapıldığını anlatıyorlar.
MONACO
Ayrı bir ülke statüsünde oluşu, Formula 1 yarışları popülaritesi, meşhur Monaco takımı ve Monte Carlo şehrinin ünü sayesinde merak ediliyor. Monaco, 1861 yılında Fransa ile anlaşarak özgürlüğüne kavuşuyor. İç işlerinde özgür ama dış işlerinde Fransa’ya bağlı. 40 bin nüfuslu çok küçük bir yer ve nüfusunun üçte biri milyarder.
Prens Albert’in görkemli sarayı hakim bir tepede, oraya çıktığınızda liman ve yarış pisti ayağınızın altında kalıyor. Şehrin içinde Formula 1 yarışları 3D film şeklide izler gibi, her sokağı bir otomobil parkuru ve izleme alanı şeklinde. Yukarıda da belirtmiştim, yarış zamanı giderseniz, “Ben burayı gezmeye geldim” falan diyemiyorsun, seni yarış izlemeye geldin kategorisine soktuğu için girişte para alıyorlar. Ayrıca gezilecek yer olarak, Okyanus müzesi, Monaco Katedrali ve egzotik bahçe var.
Zaman ve ekonomik şartlar oluşursa, güzel bir Güney Fransa turu için şimdiden planlarınız yapın, erken bilet alarak veya turlarla uyguna anlaşarak bu harika sahil şeridini boydan boya gezin, bu yazı da rehberiniz olsun.
Fransa’nın en büyük şehri ve dünyanın en popüler başkentlerinden olan Paris gezimi de “Paris Gezilecek Yerler Hakkında İpuçları” yazıma da bakmanızı öneririm.
Written by Duo
Ama gerçekten de rehber gibi olmuş Güney Fransa Gezi paylaşımın. Gezmiş kadar oldum ?? Bir türlü fırsat bulup da gidemediğim yer ama her zaman aklımda. Tabii ben muhtemelen zamanımın çoğunu Marsilya için ayırırım. En fazla ilgimi çeken yerlerden biridir. O atmosferi hazır fırsat bulmuşken doya doya yaşamak, hissetmek lazım, değil mi ?? Bu enfes gezi rehberi için teşekkürler Duo.
Güney Fransa özellikle yazın herkesin akın ettiği bir bölge. Gitmişken aynı anda birçok yeri gezebilme mümkün olduğu için tatil ve geziler için biçilmiş kaftan. Dediğin gibi içlerinde hem büyük oluşu hem de tarihi yapısı itibariyle Marsilya’da daha fazla zaman geçirilebilir. Ben de teşekkür ediyorum.
Marsilya Nice Cannes Monaco Gezisi Notları bu enfes gezi icin öncelikle teşekkür etnek istiyorum. Insanlarin çoğu gezmeden tanitim yapmaya çalışıyor ve sizin farkınız detaylarda ortaya çıkıyor. Ozellikle gezi planım ilber ortaylı sayesinde yeni bir yon kazandi. Bu yazi benim için ayrı bir önem kazandı bu yüzden. Gittiğimde sizin sabunlari da unutmayacağım:)
Güzel yorumun beni çok mutlu etti, teşekkür ederim. Fransız rivierası çok güzel bir rota olur, umarım planların ve hayallerin gerçek olur. Mis kokulu rengarenk Marsilya sabunlarından bol bol al, elini benim gibi korkak alıştırma:)
Marsilya Nice Cannes Monaco benim de görmek istediğim şehirler arasında. O sebeple bir solukta okudum. Elinize sağlık. İnşallah ben de benzer bir geziyi yapacağım.
Çok isabetli olur aynı anda bir çok yer gezmiş olursun. Yazıda da belirttiğim gibi bu şehirler birbirine inanılmaz yakın ve kısa sürede bir çok yer gezebiliyorsun. Umarım planlarını gerçekleştirirsin, teşekkürler.
Marsilya’nın rengarenk sabunları çok ilgimi çekti. Yanından geçerken ne güzel de kokar.. En büyük hayalim dünyayı gezmek.. İnsallah bir gün gerçek olur.:)
İnşallah hayaliniz gerçek olur, Avrupa şehirleri gezi için çok uygun. Hem yakın, hem ekonomik hem de çok güzel.
Sanki oralardaymışım gibi hissettiren bir anlatım olmuş Duo Diyet… Fransızlar Notre Dame kilisesinde çıkan yangından sonra ne çabuk toparladılar. Torunumun bir ayağı Avrupa’da, o söylemişti. Kültür hazinelerini koruyan ülkelere hayranım. Bizde hiç öyle değil mesela 🙁 Emeğine sağlık 🙂
Sanki oralardaymış hissini yaşatabildiysem ne mutlu bana. Ünlü olan Notre Dame Kilisesi Paris’te, yanan oydu, onun onarılması epey zaman alır. Marsilya’daki Notre Dame farklı, isim benzerliği ama o da görülmeye değer. Notre Dame “Hanımefendimiz” anlamına geliyor ve Meryem Ana kastediliyor. Dünyada bir çok kilisenin isminin baş kısmında bu kelime var ama Notre Dame Kilisesi denince ilk akla gelen Paris’teki. Çok teşekkür ediyorum.
Ne kadar mükemmel bir gezi yapmışsınız böyle. Hayran hayran okudum yazdıklarınızı ve hatta çaktırmayayım amma velakin sanki birazcııık kıskandım mı ne 🙂 Bir gün mutlaka ben de gidip dolaşmak isterim yabancı ülkeleri. İyi ki gitmişsiniz. Çok hoş anılar olmuş sizin için. Marsilya denilince tabii akıllara hemen sabunlar geliyor. Ben burada bulup bir tane alıp kullanmıştım. Kokusu hala aklımdadır. Fotoğrafa bakınca hayran kaldım rengarenk ne kadar mükemmel görünüyorlar. Tam anlamıyla bir sabun delisi olan ben, o sabunların hepsini almaya kalkışırdım muhtemelen. 🙂 Çok keyifli bir yazı olmuş bu. Sayenizde oraları görmüş kadar olduk. Teşekkürler.
Her gezi çok hoş anılar bırakıyor. Zaten her zaman yurtdışına gitmek mümkün değil ama gidilince çok iyi planlama ile birkaç ülke ve değişik şehirleri gezmek lazım. Umarım siz de bir gün gezip dolaşırsınız. Marsilya sabunu kokusu seni senden alır, seçim yapmakta zorlanırsın gerçekten de. Ülkemizde de bulabilirsiniz, en ünlüsü Le Petit Marseillais. Ben teşekkür ederim bu güzel yorum için.
Çok yurt dışına gitmek istiyorum ama dil sorunu beni çok korkutuyor onun için gidemiyorum. Gidersem kendimi ifade edememekten korkuyorum. Bir gitsem devamı gelecekmiş gibi geliyor ama o ilk adımı atamıyorum işte…
Gezi grubunda bilen biri olsa yeter ya da gezi turlarında zaten rehber olur. O şekilde başlayarak bu korkunu yen bence. Ayrıca benim de çok iyi değildi ama konuşmaya çalıştıkça, çabaladıkça gelişiyor. Müze veya Eyfel kuyruklarında hep birileriyle konuşmaya pratik yapmaya çalışırdım, bu çok zevkli bir öğrenme şekli bence.
İlk önce balkan turu ile başliyim o zaman. Oralar daha sıcak geliyor bana 🙂
İnanır mısın ben de ilk balkan turu ile başlamıştım:) Makedonya-Kosova ya gitmiştik bir hafta sonunda. Zaten orada çok kişi Türkçe konuşuyor.
Bir gün umarım ben de gezebilirim buraları. Ne güzel yerler var dünyada ama biz daha kendi ülkemizdekileri adam akıllı gezemiyoruz.
İyi bir planlama ile hem yurt içi hem de yurt dışı gezi yapılabilir. Zaten y.dışı zor oluyor planlaması, zamanlaması, ekonomosi vs. ama yılda bir kez olunca olabilir.
Fransa çok gitmek istediğim bir ülke. O nedenle bu kapsamlı yazı çok ilgimi çekti, detaylı bilgiler için çok teşekkürler 🙂
Fransa’da öncelik Paris olabilir ama sonrasında mutlaka Fransa’nın güney sahilleri derim. Ben de çok teşekkür ederim.
Bir Gezide 4 ülkeyi görmek ne hoş ne büyük deneyim biz de Doğu Avrupa’yı gezerken 5 ülke gezmiştik çok keyifliydi. Bu gezi rehberini notlarıma ekliyorum. Gelecek aylarda değerlendirilebilecek harika yerler ?
5 ülke harika olmuştur. İyi bir planlamayla Avrupa’da birçok yer gezmek mümkün. Umarım merak ettiğiniz yerleri de gezip görürsünüz. Teşekkürler.
Baya ayrıntılı olarak gezmişsiniz.Geziye dair notlarınız da hoş.Hatta bu yazı dizisi biraz daha bölünüp daha çok fotoğraflar konulabilir miydi diye düşündüm.Dolu dolu bir post olmuş.Teşekkürler…
Aslında ben de düşünmüştüm biliyor musun, Marsilya’yı ayrı, diğer şehirleri ayrı mı yazsam diye. Fransız rivierası çok merak edildiği için ayırmak istemedim sonra ve böyle oldu. Cannes, Nice ile ilgili koyamadığım çok fotoğraf vardı. Cannes Festivali yapılan kırmızı halı, Pierre Cardin’in sıradışı evi falan konulurdu ama çok sıkışık olacaktı. Teşekkür ederim güzel önerin ve yorumun için.
Aklımda olmayan güzergahlardı ama yazı öyle özendirdi ki, düşünebilirim de ?
Bu gezi güzergahının birbirine yakın olması de cazibesini arttırıyor. Tek hamlede birçok popüler şehri gezebilirsin.
Çok güzel şehirler olduğu belli oluyor anlatım için de teşekkür ederim. Ben hiç yurtdışı gezisi düşünmediğimi şimdi fark ettim. Bir düşünce içine mi girsem 🙂
Evet yurtdışı planları tam da bu zamanlarda yapılır. Biletler bu aylarda ucuza alınır, bahar ve yaz aylarında gezi yapılır. Önceliği yakın ülkelerden seçebilirsin. Makedonya-Kosova-Arnavutluk-Çekya-Avusturya olabilir.